İdeolojik tükenmişlik ve biten teşkilat

Türkiye’de toplanan sosyalist enternasyonal toplantısı, ülkücüler arasında yeni bir tartışmayı ateşledi. 
Sosyalist Enternasyonal, çoğunlukla sosyal demokrat siyasi partilerden ve emek örgütlerinden oluşan, demokratik sosyalizmi kurmayı amaçlayan siyasi partilerin uluslararası siyasi örgütüdür.
Sosyal demokrasi, sosyalizm içinde siyasi ve ekonomik demokrasiyi ve sosyalizme ulaşmaya yönelik kademeli, reformist ve demokratik bir yaklaşımı destekleyen sosyal ekonomik ve siyasi felsefedir. 

Ankara Büyükşehir belediye başkanı Mansur Yavaş sosyalist enternasyonal toplantısına katılarak, içinden geldiği ülkücü ideolojisi ile ne kadar samimi olduğu insanı düşündürüyor.  
Ülkücülüğü acaba bir basamak olarak kulandı?

Yine Avrupa’da kuruluşmuş ülkücü kuruluşlar ve onların yöneticileri bugün ne kadar ülkücü ideoloji ile barışıklar veya o ideolojiye sadıklar.  

Almanya’da çok büyük iddialarla kurulan ülkücü kuruluşlar bugün hangi ideoloji ile yollarına devam etmektedirler.  
Ana gövdeden ayrılan ve ülkücü ideoloji ile alakası kalmayan bu kuruluşlar, bugün hangi dünya görüşüne sahiptirler? 

Ülkücülük görüşünü savunmamak için kırk tane gerekçe gösteriyorlar, bu kuruluşlar ideolojik olarak ülkücülükle herhangi bir bağları kalmadıklarını bir türlü söylemeye cesaret edemiyorlar. 
En temel insani değerleri bile savunmaktan aciz bu kuruluşlar, varlıklarını borçlu oldukları ideolojik kimliklerini ifade etmeyerek yok olmaya doğru gidiyorlar. 

İnsanlarımızın hiç bir sorununu gündeme getirmeyerek, ülkücü ve dava ruhuna ihanet ediyorlar.  

İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Âl-i İmrân Suresi - 104 .
Kur’anı Kerimin bu süresini kendine rehber edinen bir teşkilat en temel insani hak olan, insan hakları konusunda bile bir açıklama yapamıyor ve tavır alamıyor. 
Filistin meselesi ve Gazze ile ilgili maalesef insani bir duruş ortaya koyamıyor.  
Hollanda’da insanlar ayağa kalktı yüzbinler yürüdü, bizden olanlar sessiz kaldı.  
Ülkücülük ve Ülkücü duruş beklemek bugünkü kuruluşlardan zaman kaybıdır. 

Bırakın zulme uğrayan insanlara sahip çıkmak, kendi insanlarının haklarına sahip çıkmak, onların haklarını savunmaktan acizler.  
Küçük şeylerle kendilerini oyalayan ve mutlu olan bu kuruluşların yöneticileri, ülkücülük ideolojisini kullanmaktan ve kirletmekten başka bir şey yapmıyorlar.  

Bugünün “Mankurtları” bunlar ve ülkücülük bunların yanından bile geçmemiştir.  
Ülkücülük ideolojisinin nimetlerini yiye yiye bitiremediler.  

Ramazan Özdemir