Son yüzyıldır genç ve dinamik nüfusumuz ile övünüyoruz. Batı yaşlanırken biz gençleştik. İş gücü olarak göç bile ettik.

Ama gelecek bize olumsuz sinyaller veriyor. İşte size son 6 yılın doğum istatistikleri;

2019 yılı doğum sayısı 1 milyon 219 bin,

2020 yılı doğum sayısı 1 milyon 112 bin,

2021 yılı doğum sayısı 1 milyon 79 bin,

2022 yılı doğum sayısı 1 milyon 35 bin,

2023 yılı doğum sayısı 958 bin,

2024 yılı doğum sayısı 937 bin,

Eğer böyle giderse, beş yıl içinde derslikler boş, öğretmenler öğrencisiz kalacak.

Türkiye’nin toplam nüfusu bir süre daha artmaya devam edecek gibi görünüyor. Geleceğe yönelik yapılan öngörülere göre 2100 yılında Türkiye’nin nüfusunun 75 milyona düşeceği yönünde.

Bu tehlikeye karşı alınan önlemleri takdirle karşılıyoruz. Umarım faydalı olur.

Bu sinyallin gelecek adına en büyük sorunu ise beka sorunu, Anadolu topraklarında güçlü bir şekilde var olabilme sorunu, Batı gibi işgücü bulamama sorunu ve dahası…

Herkes bu konuda konuşuyor. Beklenti ortak akılla, ortak çözümler üretebilmekte. Ama bu da bir sorun maalesef ki;

Çünkü “Herkesin keserinin ucu kendi önünü eşiyor.”

Gerçek manada, ideoloji ve siyaset katmadan, ülkemin geleceğini düşünenler el kaldırsın? El kaldırsın ki elbirliği ile evlatlarımıza daha güçlü bir ülke bırakalım.

Kalın sağlıcakla.

Kadir BAYŞU