Gurbetciler
Gurbetçi, kendi ülkesi dışında bir ülkede ikamet eden kişidir ve gurbete çıkan ve oralarda çalışan, geçimini aile ocağından uzakta, gurbette kazanan kimseye denir.
Gurbetin bir sınırı ve zamanı vardır, bir kimse veya bir topluluk 60 sene başka bir ülkede yaşıyor ve orada yerleşik hale gelmişse artık o topluluk gurbetçi statüsünden çıkmıştır.
Avrupa’da yaşayan Türkler gurbetçi değil ve kendilerine gurbetçi gözüyle bakılmasından rahatsızlar?
Türkler Avrupa’da yeni yerliler olarak yerleşik yaşamaya başlamışlardır, vatandaşlık almışlar, konut sahibi olmuşlardır.
Yaşadıkları ülkelerde her alanda kendilerini göstermek için mücadele veriyorlar.
Bu insanlara gurbetçi gözüyle yaklaşırsanız hiç bir sorunu çözemezsiniz.
İzin mevsiminin başlamasıyla Anadolu’da şehirlerin ana caddelerine afişler asmışlar belediyeler, işletme sahipleri ve esnaflar “Gurbetçi Hemşerilerimiz” hoşgeldiniz diyerek.
Batı Avrupa’da 5,5 milyon Türk yaşıyor ve bu insanların büyük bir çoğunluğu o ülkelerin vatandaşlığını almış durumdalar.
Türk devlet bürokrasisinin bu insanlara gurbetçi olarak yaklaşması kabul edilemez, nereye kadar gurbetçi kabul edeceksiniz bu insanları.
Diğer taraftan yine esnaflarda gurbetçi terimini iyi kulanıyorlar özellikle ticaret alanında?
“Bir gün dönmek” amaçlı çıkılan
göç yolculuğunda, bir türlü dönmeyen Türkler, birinci kuşaklar için gurbet kelimesi uygun olabilirdi fakat
“vatan ”olarak önemini korumaya özellikle ikinci ve üçüncü kuşaklar ve arkasından gelen kuşaklar için bu gurbetçi yaklaşımı doğru bir yaklaşım değil.
Avrupa’da yerleşik olan ve
artık kendilerini “Avrupa Türkleri” olarak tanımlayan Türkler 60 yıldır
Türkiye toplumunda egemen olan “Gurbetçi” ve “Almancı” kavramlarının gözden geçirilmesi gerektiğini çok önemli görmektedirler.
Avrupa’da yaşayan Türkleri artık Avrupaya ait olduklarını ve onları “Avrupalı Türkler” olarak kabul edilmesini çok önem taşımaktadır çünkü siz onlara devlet ve millet olarak gurbetçi gözüyle yaklaşırsanız bu tanımlama doğru bir tanımlama olmaz, bu insanları kıta Avrupa’sında yerleşik olarak göremez ve Türkiye’nin stratejik vizyonuna uygun düşmez.
Hami Ramazan Özdemir
Yorumlar