Bu üç kavramı geliştirmek toplumsal bir seferberlik ile mümkün görünüyor.
12.Kalkınma Planı “Nitelikli İnsan, Güçlü Aile, Sağlıklı Toplum” ekseninde; insan odaklı, kapsayıcı bir kalkınma yaklaşımı benimsenerek dayanıklı bir aile ve toplum yapısı ile milli ve insani değerleri haiz, eğitimli, kültürlü, üretken ve sağlıklı nesillerin geleceğe taşınması amaçlanmaktadır.
Kıssadan hisse yapabilmek için bir süre önce karşıma çıkan bir anekdotu sizlerle paylaşmak isterim.
Almanya’da bir Lise Müdürü, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş:
“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim.
Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü.
İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.
Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum.
Sizlerden isteğim şudur.
Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın.
Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin.
Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.”
Yaşanmışlıklar çabuk unutuluyor, değil mi? Dünyadaki insan sayısı artıkça daha bi hırslı, daha bi tahammülsüz, daha bi aç, daha bi zengin… olmak için yırtınıyoruz.
Peki doğru mu? Benim doğrum ile senin doğrun aynı mı?
Elbette mantıklı bir insan geriye kalan ömrünü daha iyi şartlarda sürdürmek ister. Ama asıl zenginliğin insanın elindekilerin değerini bilmesi gerektiği ve bir de elindekileri kullanabildiği kadar insanın zengin olabileceği gerçeğidir.
Umarım toplumun her kesimi ve biz eğitimciler hedeflere sahiplenir ve gerçekleşmesi için gereken çabayı gösteririz.
Kalın sağlıcakla.
Kaynakça:
Yorumlar