Türk Toplumunun Geleceği 2
Almanya’daki Türk toplumunun geleceği ile ilgili geçen hafta yazdığımın yazının devamı olarak, bu hafta Türk toplumu hangi kimlikle varlığını sürdürebilir olacaktır.
Türk toplumunun örgütlenmesi dini kurumlar, kültürel dernekler, spor kulüpleri, ticari şirketler ve siyasi/sosyal örgütlenmeler olarak öne çıkar.
Bunların içerisinde en aktif ve halkla iç içe olan ise dini kurumlardır, yani Türk toplumunu yönledirmede birinci derecedeki kurum İslami teşkilatlardır.
Cami ve cemaat sayısına baktığımızdada bunu net görürüz, tahminen üç bine yakın cami Almanya’da hizmet veriyor.
Böylesi bir yapılanmanın olduğu ülkede, etnik kimlik ve dini kimlik yarınlarda nasıl kendini ifade edecek veya varlığını nasıl sürdürecek.
Batı medeniyetinde, İslam dini kendini nerede konumlandıracak veya nerede konumlandırılacak.
Batının İslam Siyaseti;
İslamı ve Müslümanları modern batı çarklarında eritip, reformu edecek, yoksa, bizleri kendi halimize bırakacak?
İslam dininde, batı medeniyetininde olduğu gibi “Kilise ve Devlet” ayrımı olmamıştır, dini talepleri karşılamak ve o talepleri yerine getirmek için nasıl bir metod ve sistem ortaya konulacaktır.
Almanya geçmişte Naziler, döneminde Yahudileri bir “ırk” olarak tanımlamıştır.
Yahudilerin statüsü, dinî ve millî kimliklerinin bir karışımıdır; bu kimlik tarih boyunca farklı coğrafyalarda ve farklı yorumlarla şekillenmiştir.
Müslümanların kültür dünyası, Yahudiler gibi Hristiyan dünyayısına yakın değil, öyleyse gelecekte çok farklı bir muamele ile karşılaşma durumu söz konusu.
Geçmiş tarih bize geleceğin hiçte kolay olmayacağını gösteriyor,
Gelecekte İslam- Siyaset ilişkisi ne olacaktır,modernleşme adı altında dinin dünya ile beklentileri reformumu talep edilecektir.
Ilımlı İslam, radikal İslam veya İslamcılıkla mücadele edilmesi ileri sürülmesimi istenecektir.
Türk ve Müslüman toplumunun konumu, çok tartışmalı hale gelmiştir, İslam inancına sahip insanların, inançlarını ifade etmeye ve yaşamaya ilişkin talepleri demokratik özgürlük çerçevesinde görülüp bu haklar yerine getirilecek midir.
Batının Müslümanlardan beklentisi:
“Modernleşmeyi İslamlaştırmak”veya İslam’ı modernleşmeye zorlamak olarak karşımıza çıkarsa nasıl bir tavır sergileyeceğiz, velhasıl bizim ne kurumlarımız var, nede dini rehberlerimiz var, bizleri bu konuda temsil edecek.
Türk toplumunun kaderini kimler tayin edecek, hiçbir alt yapısı olmayan, eğitim, kültür ve dini alanda dışa bağımlı olan, Almanya Türk toplumunun geleceğini kimler belirleyecek veya karar verecek?
19.yüzyılın imparatorluklar yüzyılı, 20.yüzyılın ulus devletler yüzyılı olduğu dünyamızda, 21. yüzyıl bilgi çağı,yüzyılı olarak görülmektedir, Türk toplumu bilgi çağının gerekliliğini anlayıp kendini buna göre konumlandıracakmıdır ve geleceğe Türk toplumunu kimler hazırlayacak.
Çünkü çağın gerçekliğinden uzak kalırsanız veya zamanın ruhunu yakalayamazsınız, kaybolup gidersiniz.
Etnik kimliğin ve Dini kimliğin korunması ve yaşatılması için alternatif eğitim kurumlarının kurulması elzemdir,şarttır “eğitim”Türk toplumu için olmazsa olmazlardandır.
Türklerin dini kurumları ve kültür dernekleri, Türk toplumunun ihtiyaçlarını karşılayacak eğitim müesseseleri kurmalı, yoksa gelecek nesillerin geleceği maalesef çok zor olacaktır ve bunun vebalini kimse veremez.
Kuruluşlar devletin kendilerine dini ve kültürel haklar verilmesini bekliyorlar, fazla bir talepte bulunmuyorlar fakat şunu unutmasınlar, “Güçlü olanlar, zayıf olanlara, sadece kırıntıları verirler”.
Almanya Türk toplumu kendi kaderini kendi elleriyle inşa etmek zorunda.
Elbette içinde yaşadığı toplumun şartlarını bilerek davranarak hareket edeceğiz,çünkü bizler ortak yaşamaya ve kader birliğinde ülkeninin geleceğinde beraberiz.
Almanya artık bir göç ülkesi, Türkler yeni yerliler olarak varlıklarını korumak ve geleceklerini inşa etmek için durumlarını yeniden göz geçirmek durumundalar.
Fakat unutulmaması gereken şey bizim varlığımız ve geleceğimizin söz konusu olduğu yerde, hakkını almasınıda bilecek kurumlara ve yöneticilere ihtiyacımız var.
Hami Ramazan Özdemir













Yorumlar