Gözden kaçırmayın

RATEM BAŞKANI ŞERBETÇİOĞLU: ''RADYO CANDIR'' DEDİRATEM BAŞKANI ŞERBETÇİOĞLU: ''RADYO CANDIR'' DEDİ

Silahlar, Üsler ve Tarihten Ders Almayanlar

Züleyha Karaman

 

Kıbrıs’ın da içinde bulunduğu bölgede çok sıcak gelişmeler yaşanıyor.

Farklı ülkelere saldıran soykırımcı İsrail, Gazze’ye karadan işgal başlatırken bir yandan da soykırım geçmişleri örtüşen Güney Kıbrıs’a silah sevkiyatı yapıyor.

Kıbrıs adası, bir kez daha küresel hesapların sahnesi haline geliyor.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY), sözde “güvenlik tehdidi” bahanesiyle yürüttüğü silahlanma faaliyetleri, yabancı askeri unsurlara sağladığı üsler ve kurduğu ittifaklar bölgenin barış ve istikrarını, Türkiye ve KKTC'nin ulusal güvenliğini doğrudan etkilemekte, Kıbrıs Türk Halkının varlığını da tehdit etmektedir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doha dönüşü uçakta yaptığı açıklama, Kıbrıs adasının yıllarca bölgesel ve küresel güçlerin oyun alanı olduğuna dikkati çekerek, “Yakın tarihin, oynanan oyunların ne kadar kanlı olabileceğini gösterdiğini” hatırlattı.

Tarihten hatırlatma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimse Kıbrıs adası üzerinde yeni acıları ortaya çıkartacak oyunlar kurmamalıdır. Ne biz ne Kıbrıs Türk halkı yaşadıklarını unutmuştur. Acılarla dolu hafızalar taptazedir. Benzer acıları bir daha kimse Kıbrıs Türkü’ne yaşatamaz, biz buna izin vermeyiz” diyerek uyardı.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da KKTC’den giden muhtarlarla görüşmesinde, İsrail’in yayılmacı emelleri ve Güney Kıbrıs’a silah sevkiyatına değindi. Kurtulmuş, “Güney Kıbrıs’a yapılan askeri sevkiyat sıradan değil. EOKA’cı hedeflerle siyonist yayılmacı planlar örtüştürülüyor. Kıbrıs da bu haritaların bir parçası” vurgusu ile gelişmeleri dikkatle ve hassasiyetle izlediklerini belirtti.

Rumların silahlanma faaliyetleri elbette yeni değil; 1954’lerden beri gizliden ve açıktan silahlanıyor.

ABD’nin 1987 yılından bu yana Rum yönetimine yönelik uyguladığı silah ambargosunu 2020 yılında kaldırmasıyla, daha da ivme kazanan Rumların silahlanma faaliyetleri, son yıllarda Fransa’dan tank ve hava savunma sistemleri temini ve İsrail’den radar, istihbarat altyapısı ve savunma sistemleriyle entegrasyon girişimleriyle daha da derinleşti.

Rumların, Kıbrıs Türklerine karşı, “biz varız, siz yok olun” anlayışı ile sürekli silahlanması ve yabancı askeri varlıkları Ada’da konuşlandırması, Kıbrıs Türk Halkın iki devlet tezinin ne kadar haklı ve gerçekçi talep olduğunu da gösteriyor.

Haydi bir düşünün, son 5 yılda yaşanılanlar; ABD’nin ambargoyu kaldırması ve silah desteği, Fransa’ya üs desteği ve silah alımları, İsrail’in Güney Kıbrıs’taki askeri varlığını sürekli artırması… Tüm bunlar bir araya geldiğinde, Kıbrıs Türkü’nün iki devlet isteğine neden karşı çıkılıyor daha anlaşılır oluyor…

Tüm bu gelişmeler karşısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da vurguladığı gibi, Türkiye’nin duruşu net:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bizim kardeşimizdir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerini kendi hak ve menfaatlerimiz olarak görüyoruz. Buna el uzatılmasına da müsaade etmeyiz”